Kısa kısa adımlarla arkasına yaklaştığında yuvarlanarak yamaçların arasından aşağıya ineceklerini hiç düşünmemişti.Kafası taşa çarptığında tarihi bir zavallılıkla acı duyduğu yeri sıvazladı.Gözlerini etrafta gezdirdi ormanın içerisindeydi ve ileride bir mavilik görüyordu.Işıkla dalgaların salınımı dümdüz huzur verici bir deniz.
Biran saçlarında dolaşan bir şeyler farketti.Doğal salınımlı parmaklar saçların arasına girip çıkıyordu karısını fark etti.Yamaçtan beraber yuvarlanmışlardı.
Eşini kucağına aldı ve öptü.Çok yumuşaktı pürüzsüz soğuk bir ten güneşten kızıla kaçmış saçlarıyla tanrıçanın emzirdiği hayvanların duyduğu huzuru veriyordu.Durgun buzdağı gibi soğuk ve ağır. Uykuya daldılar bir süre sonra yuvarlanarak denize en yakın yamaçtan aşağıya denize daldılar dibe indiklerinde yine beraberdiler.Suyun tuzu çok azdı birbirlerine suyun içerisinde dokundukları zaman tenlerini eskisi gibi hissedebiliyorlardı.Su tenleri arasında bir tabaka oluşturmuyor onları kucaklayan sevecen avuçlar gibi ılıklığıyla sarıyordu.
Balıkların öpüşmeleri çakmak taşının kıvılcımlarına benzer kısa ışıklar yayıyordu.Etrafta oluşan bu aydınlanmalar dipteki karanlığa da mesaj yolluyor diğer balıklar ise aşağıdaki kütleye sevecenlikle bakıyorlardı.
Dipten yukarıya çıkarken ışığın ve hava kabarcıklarının oyunları, ısının kana verdiği huzur hazların en güzelini yaşatıyordu.Bu anlık kısa birleşim uzun zamandan beri istenilen fakat kısa süren mutluluklar gibi zaman geçince benzeri yaşanmayan yaşansa bile ilki kadar tat vermeyecek hazları çağrıştırıyordu.
Yüzeyde güneş ışığı gözlerine vurduğunda denizden dağa yükselen ağaçlar ve ışıkla oluşan yeşilin akrabalarını farklı aralıklarda görüyordu.Işık varolan zamanı sorguladığı gibi maddeyi ve maddenin dönüştüğü enerjiyi de paradoksal bir şekilde sorguluyordu.Yeşilin kız kardeşi açık yeşil ,sarıya kaçmış vamp yeşil ve ihtiyar koyu yeşil her tarafa yayılmışlardı.Işık ise bu akrabalığı zamana ve mekanın farklı noktalarına yayıyordu.Yeşil bir an ihtiyar iken bir an genç ve aydınlık yeşile dönüyordu.Maddenin hazzı bütün bedeni titreten diğer hazlar kadar beynin tüm noktalarına işliyor ve bağımlılık sistemini yeşil bir iple kendisine bağlıyordu.
Kısa adımlarla kumsala çıktılar.Adam eşinin ufak ayaklarının suda bıraktığı izlerin kumsalda yaşam boyunca kalması için biran yaradılışa yakardı.Kendisine göre güzellikte diğer güzellikler gibi görülmeliydi.Balıklar, tanrıçanın ayağının yaptığı bu çukurdan sularını içmeli yavrularını buraya bırakmalıydı.Bütünün bir parçası olan doğanın dudaklarına bir salkımda eşinin güzelliği dokunmalı diye düşündü.
Bütün güzelliklerin birbiriyle seviştiği rengarenk bir tabloda kendisiyle eşinin birleşip bir renk oluşturması işte tek istediği buydu.
29.8.2010
Lem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder