Yeni doğmuş buzağılar gibi oradan oraya atlıyorlar birbirlerini kokluyorlardı. Kim mi? Tabiî ki o iki sevgili.Niçin mi? Çünkü birbirlerini seviyorlardı da onun için.Freud mu? Hayır ah oh bam güm dür elbet.
Nereye kadar sürdü arabalarını arkadaşlar ,çiftin erkek arkadaşlarının el arabasının tekeri patlayana kadar.Sevgililer birbirlerini uçağa,trene gemiye bindirirken arkadaşı da onları el arabasıyla izliyordu.Bu izleme arkadaşı bitip tükenene kadar devam etti.Arkadaşları alışveriş için imza atmaya gittiğinde cebinden çıkardığı tükenmezin bile mürekkebi bitmişti.Tekerleksiz ve benzinsiz bir arabanın deposu dolu olsa dahi çalışmaz bunun böyle olduğunu onlara dedeleri öküzlerle ilgili bir hikayenin içinde üstüne basa basa anlatmıştı.O zaman tam olarak anlayamadıkları bu konu şimdi kafalarında netleşmişti.
Dişinin bu oyunu dişinin damadı mat etmesine kadar sürdü.Dişi son söz olarak şöyle dedi.Damat mat .Damatsa kıçına çocuk bezi bağlayıp burnuna zincir taktırdı.Aksesuarlı ve aksesuarsız fiyatı farklıydı da ondan.Dişi aksesuarlı istiyordu fakat ucuza kurtarmıştı çünkü fiyat farkı ödemedi.
Gerdek gecesi gelin damada gel git olayını el kol hareketleriyle anlatmaya çalıştı.Olay ayın çekim alanıyla ilgiliydi aynı zamanda bunlar bilimsel konulardı elbet.
Damat geline güzel sözler söylemesi gerektiğini düşündü. Sübyan iken öğrendiği basit ama daha sonra özlü bir söz olacağını hiç düşünmediği sözü geline söyledi.’’Aya baktın seni gördüm sana baktım ayı gördüm’’ . Gelinse bir sonraki mevsim alabalıklar için akarsuyun neresinde duracağını düşünüyordu.
18.04.2001 Lem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder