Mösyö Poirot katlarda gezerken tesisat şaftlarının arasında
bir cücenin dolaşabileceğini ve labaratuarda hazırladığı özel sivri sinekleri
maktülünün üzerine salacağını düşünürken beynindeki kalemleride hızlı hızlı
karalıyarak gerçeğin peşinde koşuyordu.
Gerçeklik neydi?Bu soru da cüce ve sivri sinekler kadar
önemliydi onun için.Gerçeklik maktülün trajedisi gibi kendi trajedisininde
perde üzerine yansımasıydı.Gerçeklik herşeyin üzerine sinen bir sabun tabakası
olmasına rağmen Mösyö Poirot anlam denizinin önünü kapayan bu kavrama inanmamak
için sanrı denizinde kulaç atmayı seçmişti...
29.05.2012 Lem
29.05.2012 Lem