18 Ekim 2011 Salı

AMİGDALA

Şartlanmalarla oluşturduğumuz değer yargılarıyla farkında olmadan kurduğumuz sanal dünyamızın kurallarına uymayan durumlarda aklımızın kaynağı beyin ön bölgesinin pas geçilmesiyle birlikte hiperaktif hale gelen amigdala; bir tarafan öfke, kaygı gibi duygusal tepkileri ortaya çıkartırken diğer taraftan iç organların çalışmasını kontrol eden hipotalamusun aşırı aktive olmasıyla panik atak, multipl skleroz atağından hipertansif kriz, kalp krizi ya da ilk diyabetik atağa kadar çok geniş bir yelpaze içinde yer alan kronik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.

Burdan da şunu çıkartabiliriz.Farklı şartlanmalarda oluşturulmuş doğru-yanlış kavramları ikili iletişimde bize yukarıda yazıldığı gibi kaygı öfke vsr olarak geri dönmektedir.Evliliklerde bireyler şartlanmalarla oluşmuş kendi doğrularını savunurken aslında çatışmanında fitilini ateşlemiş durumdalar.Bu kaotik sürece birde kapitalizmi ve Sigmund Freud un tariflediği kapitalizmin kişilik ve cinselliği yok ediş etkisini de koyarsak işler iyice sarpa sarıyor.Örneklerini gördüğümüz faşist evlilikler haricinde kalan evliliklerin akibeti ortak halüsülasyon gören çiftler için anlam kazanmakta diyebiliriz.Bu şartlama çatışmasını iyi yöneten halüsülatif çiftler biraz zorlama biraz da kabul ile döngüselliklerini zaman deformasyonu na uydurarak kendilerini ve ilişkilerini güncelleyebiliyorlar. Yukarıda yazılanlar ışığında bana da herkese kolay gelsin demekten başka bir şey kalmıyor.

Sevgilerimle
Lem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder